TALAT PAŞA KİM İDİ?


20.6.2025 Tarihli Gazetenin  haberine göre; Zafer Partisi Başkanı Ümit Özdağ ile İYİ Parti Genel Başkanı Musavat Dervişoğlu Ankara'da büyükşehir belediye başkanı Mansur Yavaş tarafından yaptırılan Talat Paşa anıtının açılışına birlikte katılacaklarmış.

 

Bu haberle birlikte Talat Paşa’nın kim olduğuna dair bilgiler yeniden derlendi:

 

Özgeçmiş: Mehmet Talat Paşa 1909 - 1910

 

Türk Masonluğunun ilk Büyük Üstadıdır. 1874 Kırcaali doğumludur. 1898'de Selanik Postanesi'nde postacı olarak çalışmaya başlamış, bu kurumda on yıl süreyle çeşitli görevlerde bulunduktan sonra Postane Müdürlüğüne tayin edilmiştir. Bu arada İttihat ve Terakki Cemiyeti'ne üye olmuştur. 1908 Devrimi'nden sonra Edirne milletvekili seçilmiş, 1909’da Dahiliye Nazırı olmuş ve Paşalık rütbesi kazanmıştır. 1917'de kendisine vezirlik unvanı verilmiş ve sadrazamlığa getirilmiştir.

 

1. Dünya Harbinin yenilgiyle sonuçlanacağı anlaşılması üzerine Ekim 1918’de bu görevden istifa etmiş, Kasım ayında da yurt dışına çıkmak zorunda kalmıştır.

 

1903’de Macedonia Risorta Locasında tekris edilmiş, Vatan Locasında Üstad-ı Muhteremlik yapmıştır. 1909 da üç yıl için seçildiği Büyük Üstatlık görevinden 1910’da ayrılmıştır. 15 Mart 1921’de ölmüştür. (https://www.mason.org.tr)

 

Hakkında Şahitlikler

İttihat ve Terakki’nin kurucu fedailerinden binbaşı Eyüp Sabri Bey, Talat Paşa’dan şöyle bahsediyor: Hakikat şudur: Başta Talat, Mithat Şükrü, Cavit, Manyasizade Refik, Rahmi gibi ilk şahsiyetler Mason idiler. Askeri kanattan da mesela kolordu kumandanı Faik Paşa da masondu. Talat’tan sonra Meşrıkı Osmaniye üstadı azamı oldu. İttihatçıların bir kısmı siyasete girmeden Masondular.Bir kısmı politikaya atıldıktan sonra Mason localarına kayıt olundular.  (Akgöl,2021:77).

Rıza Nur, Talat Paşa’dan şöyle bahsediyor: Emanuel Karaso, o vakit beş parasız bir yahudiydi. Fakat Talat, onu çok severdi. Adeta her sözünü yapardı. Tuhaf şu ki, İtalyan tebasıydı. Hem biz de mebus. Onun bu durumunu Talat da biliyordu (Nur,1991:278).

(…..) Metr Salem Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde yönetimde etkin olan İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin kurucularının ve liderlerinin özellikle Enver Paşa, Mahmut Şevket Paşa ve Talat Paşa’nın akıl hocalığını yapmış, Osmanlı İmparatorluğu vatandaşı olan bir Yahudi'dir.

 

Şalem vaktiyle Talât (Paşa)'nın en baş dostu ve sırdaşı idi. Devletin en mühim işlerini ona danışırdı. O da tabii Frenklere haber verirdi. (Nur,1991:124-125).

A.Süheyl Ünver, Talat Paşa’dan şöyle bahsediyor: Talat Paşa Mecdi Efendi’ye “Bu ayrılığa gerek yok. Sen de Mason ol. Bu iş bitsin, uzun etme” demiş.

Mecdi Efendi “Masonluk Muhammed düşmanlığı” derdi. (Sayar,2021:504).

Halil Menteşe,Talat Paşa’dan şöyle bahsediyor:Meşrutiyetin ilanından iki buçuk sene kadar evvel bir yaz günü Millet Bahçesinde otururken Talat Bey “Arkadaşlar gazete ve mecmular dağıtmak ve okumakla bu iş bitmez.Bir cemiyet kuralım,efradımız çoğalınca İstanbul’a gidelim ve Sultan Hamid’i öldürelim demişti. (Menteşe,1986:121)

Rıza Nur, Talat Paşa’dan şöyle bahsediyor: Yine sonra öğrendim. Enver ne yapıp yapıp Nazım'ı iğfal  etmiş. Babıali'deki muhafız bölüğünün zabitini de kaldırıp yerine kendi komitecilerinden birini tayin ettirmiş.Hatta sonradan işittiğime  göre Nazım yıkılınca, Talat ayağı ile kafasına vurmuş. Bir kurşun da o sıkmış. (Nur,1991:394).

Tahsin Uzer, Talat Paşa’dan şöyle bahsediyor:O günlerde İstanbul'dan ve vilâyetten birer telgraf aldım. Sebep gösterilmeksizin İstanbul'a gitmem emrediliyordu. Merak ettim. Çocukları hasta olarak bırakmak da istemiyordum. Annem ve karım gitmemi uygun gördüler. İstanbul'a geldim, mektupçu Şükrü Bey’i görerek çağrılışımın sebebini sordum. Genel merkeze giderek Talât Bey'i (Talât Paşa) görmemi söyledi. Ziyaretimde Talât Bey'i Rahmi Bey'le beraber buldum.

Talât Bey (Paşa) bana: “— Hoş geldin arkadaş. Seni çağırmamızın sebebi şudur: Zeki Bey'in öldürülmesinden dolayı, Ahmet ve Doktor Nâzım kayınpederin Hacı Hulûsi Bey'in mahkemesinde sorguya çekiliyorlar. Bu cinayeti işleyen onlar değildir. Kayınpederine söyle onları beraat ettirsin! Kendileri hakkında da iyi olur.” buyurdular.

Metanetimi muhafaza ederek kayınpederim Hulûsi Bey'in evine gittim. Bu üzüntü içinde durumu olduğu gibi anlattım.Geliş nedenimi evvelce söylemediğim için memnun oldular ve bana: “— İsterlerse benim işime son verebilirler, ben vicdanımın sadasından başka bir şey diyemem” buyurdular. (Uzer,1999:304-305)       

 

 

 

Güncel Haberler