Son dönemin en önemli yakın konuşmalarından biri olan Kazım Karabekir Paşa, 1. Dünya Savaşı'na nasıl başladığımızı şöyle anlatıyor:
(….) Türk olmayan bütün unsurlar dört gözle Türklerin savaşa girmesini bekliyorlardı. Çünkü savaş, Türk milleti arasında ihtilal, suikast, ateş, çalıp çırpma, parça parçaları gibi bozgunlukların ihtiyaçları için en uygun zamanda çalıştırılır. Böylece "vatan ve insanlığa hizmet" için yemin yerine getirmiş olacaklardı. Görüyor ki Dünya Savaşı'nda ve Mütarekede Masonluk böylesine etkili bir güç olarak kendine düşen rol zamanında. (Karabekir, 2020: 238-239)
(….) O zaman Enver Paşa'nın kurmayları arasında ben de İstihbarat Şubesini idare ediyordum. Şube Müdürlüklerine kadar Erkan-ı Harbiye (Genelkurmay) Almanların elindeydi. onların da Enver Paşa'yı savaşa sürüklemeleri tabii menfaatleri gereğiydi. (Karabekir, 2020:311)
(….) Nitekim Rusya Büyükelçisi'nin vaktinden üç gün önce (13 Ekim 1330) Maliye Nazırı'nda (Maliye Bakanı) Cavit Bey'e gelip "Savaşta ölüm. Sizin haberiniz olmadan bir olay çıkararak savaşı engelleyemeyeceksiniz!" Ertesi gün Fransa Büyükelçiliği'nin patlamasıyla aynı telaşla "Yakında bir emrivaki karşı kalacaksınız. İcabında seni ve Sadrazamı bile hükümetten oraya atıldı. Pek çok mühim kararları gizli yerde tutuluyor." demiştir.
Aşağıda göreceğimiz gibi gerçekten de Enver Paşa bazı bakanlarla artık savaşa girme kararı vermişler, Berlin ile haberleşilerek ne şekilde savaşa girileceği de tespit edilmiş bulunuyordu! Gariptir ki Sadrazam'ın ve Maliye Nazırının (Maliye Bakanı) haber alamadığı bu sırrı (!) İtilaf resimlerinin büyükelçilikleri pekâlâ haber almışlardır. (Karabekir, 2020: 369)
(….)Genelkurmay Başkanımız Almandı. Islah Heyeti Başkanı Liman aynı zamanda güç ve içerik içeren mevkii sayesinde en güçlü ve en etkili olan 1. Orduya komutan olarak atanmıştı.Bundan başka barış zamanlarında bile Enver Paşa'nın bizden gizlediği işler Almanlarla birlikte baş çok başa çıkma halletmeleri hepimizi fenalaşabiliyordu .
33 yıllık tecrübemiz bir başkumandasının sürdüğü bir Alman çemberi boyunca yayılmış için bir tarih hatasıydı. Bu durumda Almanların bizlerden azami ölçüde istifade etmeye çalışmaları doğaldı. Bunu da ne memleketimizin ve ne de ordumuzun gerçek gücüne sahip olmayan Alman Merkez Karargâhı emredecekti. (Karabekir, 2020: 379-380)
(….)Rauf Bey bunu aynı gün bana da anlattı ve “Bu gemiler Almanların elinde kaldıkça istedikleri zaman bizi savaşa sürüklüyorlar” dedi.
(….)Bu durum ne yazık ki cihat ilanının ardından Enver Paşa'yı; Almanları bize tercih etme hatasına sürükledi. Samimi ikazlarımız hiçbir etki göstermedi. Biz Merkez Karargah'ı Almanların elinden kurtarıp Almanlardan bizden kurtuldu: İkinci Reis Hafız Hakkı, Harekât Şubesi Müdürü Ali İhsan ve İstihbarat Şubesi Müdürü Kazım Karabekir birer birer Merkez Karargah'tan çıkarıldı. (Karabekir, 2020: 392)
Karabekir Kazım,(2020), İmparatorluğun Çöküşü,İstanbul: Truva Yayınları